Gecenin derin ve sinsi hallerini sessiz çığlıklarıyla
parçalarcasına haykırıyordu.Geceleri sevmezdi pek;kendisiyle baş başa kalmayı
sevmediği gibi.
İç organlarına benzetirdi geceyi.Kan pompalanmazdı hiçbir
organına;oksijen nedir unuturdu.Baş ağrısıyla da yine böyle bir gecede
tanıştı.Onu anımsatan her şeyden nefret ederdi,söyledim ya geceyi de sevmezdi
bu yüzden.Uykunun o derin hallerini özlerdi bir de;tıpkı oğlunun ilk adımlarını
bekleyen bir annenin şefkati gibi.Gözlerini kapatmayı,sıyrılmayı isterdi tüm
düşüncelerden,uykunun naif duygusuna özenirdi çoğu zaman.Yine geceydi,yine
karanlıktı..
Mum ışığına üfledi,düşüncelerini ört bas etmek istercesine
ve karanlıkları geceye teslim etti.