28 Şubat 2012 Salı

Mum Işığı



Gecenin derin ve sinsi hallerini sessiz çığlıklarıyla parçalarcasına haykırıyordu.Geceleri sevmezdi pek;kendisiyle baş başa kalmayı sevmediği gibi.

İç organlarına benzetirdi geceyi.Kan pompalanmazdı hiçbir organına;oksijen nedir unuturdu.Baş ağrısıyla da yine böyle bir gecede tanıştı.Onu anımsatan her şeyden nefret ederdi,söyledim ya geceyi de sevmezdi bu yüzden.Uykunun o derin hallerini özlerdi bir de;tıpkı oğlunun ilk adımlarını bekleyen bir annenin şefkati gibi.Gözlerini kapatmayı,sıyrılmayı isterdi tüm düşüncelerden,uykunun naif duygusuna özenirdi çoğu zaman.Yine geceydi,yine karanlıktı..

Mum ışığına üfledi,düşüncelerini ört bas etmek istercesine ve karanlıkları geceye teslim etti.

27 Şubat 2012 Pazartesi

Sivilce

Farksızdı bir sivilcenin verdiği acı ve hoşnutsuzluktan.Bir sivilce gibi nüfuz ediyordu derinin bu sefer iç tarafına.Tüm organlarına dünyanın en etkili zehri enjekte edilmiş gibiydi;acıyordu,kanıyordu.Midesi de gurulduyordu hafiften fakat açlık değildi bu.Evet,evet farklıydı bu his.O'nsuzluktu bu.

Bomonti

gittim sabah poaça aldım incir reçeli aldım çok sever. bastım ziline açmadı kimse korktum. defalarca bastım geliyorum diye bağırdı içerden dizlerim titredi, kalbim ağzıma geldi. açtı kapıyı beni görünce gelme demedim mi sana dedi kapattı kapıyı sonra açtı yine içeri

gel dedi ağlamaya başladı.

niye böyle yapıyosun dedi istemediğimi söyledim sana benim isteklerimi niye dikkate almıyosun dedi

bitirdin beni dedi içimde ne varsa boşalttın dedi güvenemiyorum sana artık seninle bi ilişki istemiyorum dedi

karşılıklı ağlıyoruz hayatımda ikinci defa ağlıyorum

sarıldım annem gibi seviyorum dedim seni yapma dedi üzme artık ikimizi dedi olmayacak bidaha anla dedi

sustum bişey diyemedim kelime yoktu çünkü bana inanmasını sağlamam için..